İthal Damızlık Büyükbaş


BLACK ANGUS:

Angus başlıca etçi sığır ırklarından biridir. İskoçya’dan köken almış olup, ilk resmi tescili 1835 yılında yapılmıştır. ABD’de ise 1873 yılında tescil edilmiştir. Şu anda ABD’de etçi ırkların % 60’ını Angus ırkı oluşturmaktadır. Halen sayısal olarak birinci sıradaki tescilli etçi ırk yine Angus’tur. Üç farklı biçimde dağılmıştır. İngilterede kırmızı boynuzsuz anguslar görülmüş, Angus İskoçyanın kuzey bölgesinde Aberdeen, Banff, Kincardine’den birleşik krallığın dört bir yanına dağılmıştır.

Özellikleri:

Karkas kalitesi ve mermerleşme yönünden tercih edilen bir ırk olduğu gibi, ticari melezleşmeler için de idealdir. Ticari melezleşmelerde anne olarak özellikle Angus ineklerinin seçilmesi kolay doğum açısından önem taşır. Yardımsız doğumda kendini ispatlamış, yüksek randıman veren, genetik olarak boynuzsuz, kötü koşullara dayanıklı, kolay uyum sağlayan, erken gelişen bir ırktır. Bakımı kolaydır. Sert iklimlerden kötü yönde etkilenmez. Angus ırkı gelişmesi ve diğer özellikleri kadar lezzetli etiyle de ünlüdür. Son yıllarda “ Angus Eti” olarak özel damgayla satılan etleri, özellikle ABD et endüstrisinin gözde ürünlerinin başında gelmektedir. Angus ırkında ortalama doğum ağırlığı 39 kg, erkek danaların 205 günlük canlı ağırlıkları 315 kg, bir yaşına geldiklerinde canlı ağırlıkları 545 kg olmaktadır. Angus ırkı tipik siyah bir ırktır. Tamamen siyah olması bu ırkın en önemli özelliğidir. Ancak bazı soylarda bulunan resessive (çekinik) kırmızı geni kullanılarak sonraki yıllarda Kırmızı Angus ırkı elde edilmiş ve ilk defa 1954 yılında tescillenmiştir. Kırmızı Angus ırkı yetiştiricileri Siyah Angus’tan ayrı bir ırk olarak örgütlenmiş olup, “Kırmızı Angus” sıcak bölgelerde “ sıcağa dayanıklı ırk” olarak değerlendirilmektedir. Kırmızı Angus ve Siyah Angus aynı kökenden ırklar olup, Kırmızı Angus’un doğum ağırlığı, 205 ve 365 günlük ağırlıkları da Angus’a yakındır.
  
HOLSTEIN:

Kökeni ve yayılma alanı: Alçak arazi sığırlarından olan siyah-beyaz alaca sığır ırkı değişik ülkelerde değişik isimlerle tanınır. Yoğun olarak yetiştirilmesinin yapıldığı ülkelerden Almanya’da Alman-Frizyan, İngilter’de ise British-Frizyan adı kullanılmaktadır. Amerika ve Kanada’da ırkın resmi adı Holştayn-Frizyan olmakla beraber halk dilinde adı holştayndır. Türkiye’de yer yer holştayn ve Hollanda ırkı deyimleri kullanılmaktadır. İsimde birliğin sağlanması için siyah-beyaz alaca isminin kullanılması daha yerinde olur.

Bos taurus primigenus’dan kök alan holştayn ırkının anavatanı Hollanda’nın Frizya bölgesidir. Almanya’da bulunan Holştayn eyaleti bu ırka ismini vermiş olmakla beraber siyah-beyaz alaca sığır buraya Frizya’dan gelmiştir. Holştayn ırkının m.ö. 350 senelerinde Frizyada yetiştirildiği tarihi belgelerden anlaşılmaktadır. O yandan bu yana bölgenin özelliği ve bölge halkının ileri görüslülügü nedeniyle Frizyada yabancı sığır ırkı sokulmamış böylece Frizya ırkı saflığını korumuştur. Hollanda’da siyah-beyaz alaca sığırı yetiştiricilerini bir araya getiren Frizya soykütüğü derneği 1879 yılında kurulmuş ve daha önceki dağınık şekilde yapılagelmiş olan seleksiyon çalışmalarının düzenli ve bilimsel biçimde uygulanmasını sağlamıştır. Nitekim ırkın esaslı olarak bu ırkın gelişmesi bu derneğin kurulmasından sonra olmuştur. Hollanda’da hemen hemen bütün arazi ovalıktır. Bazı bölgelerde bu ovalar deniz seviyesinden daha da alçaktır.(Netherland=alçak ülke) buralarda geniş ve çok yüksek kalitede tabii çayırlar vardır. Hollanda’nın dünyaca ünlü sığırcılığı,kaynağını bu zengin çayırlardan almaktadır.

Siyah-beyaz alaca sığır ırkı anavatanı olan Hollanda sınırlarını çok önceleri aşarak dünyanın pek çok ülkesine yayılmıştır. Götürüldükleri ülkelerde birçok ırkın şekillenmesinde önemli katkıları olmuştur. Amerikaya ilk olarak 18.yy. sonlarında götürülmüş ancak esas ihracatı 19.yy ikinci yarısında 10,000 başlık sevkiyat olmuştur. Bugün Amerika’da bulunan soykütüğüne kayıtlı 2 milyona yaklaşan holştayn ineği varlığı genellikle bir asır önce yapılan bu ithalata dayanmaktadır.

Türkiye’de yayılması: Türkiye’de sistemli siyah-beyaz alaca ırkı yetiştiriciliği 1958 yılında başlamıştır. O yıl Amerikadan 30 dişi ve 17 erkek holstayn dana getirerek Karacabey harasında holştayn sürüsü kurulmuştur. Bunlardan 11 boğa İstanbul,İzmir,Düzce ve Lalahan sun’i tohumlama istasyonlarına gönderilerek o yörelerdeki halk hayvanlarının melezlenmesine geçilmiştir. Böylece Marmara ve ege bölgesi bu ırkın ilk yayılma alanı olarak seçilmiştir. Sonraları Akdeniz bölgesinde holştayn yetiştirme alanına katılmıştır. Amerika’da 1958 yılında yapılan ithaller daha sonraki yıllarda Hollanda ve Almanya’dan yapılan ithaller izlemiştir. Bu ithallerin bir bölümüde özel çiftliklere yapılmış ve yapılmaktadır. Son yıllarda dünya bankası hayvancılığı geliştirme projeleri kontrolünde getirilen siyah-beyaz alacalarda özel yetiştiricilere dağıtılmakta ve kontrolü yapılmaktadır. Genellikle yetiştiriciler siyah-beyaz alaca ırkına sempati duymakta ve bu hayvanlara sahip olma isteği göstermektedirler. Nitekim batı Anadolunun çoğu yörelerinde saf yada melez siyah-beyaz alacalara rastlanılması bu isteği doğrulamaktadır. Halen bu ırkın 600,000’ini saf olmak üzere saf ve melezlerin sayısı, çeşitli yaşlarda 3.1milyon civarındadır.

Fiziksel Özellikler: Holştaynlar sütçü yönünden yetiştirilen kültür sığır ırklarının en iri yapıya sahip olanlardandır. Bu ırkın Hollanda’daki tipleri etçi yapı göstermelerine karşılık Amerikadaki tipleri daha çok sütçü bir yapıya sahiptir. Hollandalı yetiştirici genel olarak erkek danasını besiye almak suretiyle ondan önemli bir para kazanır. Bu Amerika’da ise uzun yıllar yalnız süte önem veren bir seleksiyon uygulandığından holştaynlar daha çok sütçü beden yapısı göstermektedirler.

Holştayn sığırı tam bir sütçü kapasiteye sahiptir. Beden önden arkaya doğru yavaş yavaş genişlik ve derinlik artar. Baş asil ve zarif, deri ince ve yumuşak olup boyunda vertikal kıvrımlar yapar. Tüyler kısa ve parlaktır. Sağlam bir kemik yapısı vardır. Uzun ve belirgin süt damarları vardır. Memeleri şişkin ve büyüktür.

Holştaynlarda renk siyah-beyazdır. Bu renkler bedenin her tarafına dağılmıştır.

Fonksiyonel Özellikleri: Holştaynlar dünyada en iyi sütçü ırk olarak yetiştirilmektedirler. Irkın kendisini göstermesi için çok iyi bir bakım-beslemeye gerek yoktur. Amerikan holştaynları frizya holştaynlarına göre daha verimlidirler. Avrupa’da yıllık ortalama 5000 litre süt vermektedirler. Amerika’da ise 6000 litreyi aşmaktadır. Yağ verimi Avrupa’da 150 kg. Amerika’da ise 170 kg’dır. Türkiye’de yapılmış olan araştırmalarda saf siyah-beyaz alaca ırkının süt verimi 3000-4000 litre’dir. Bu verimin nedeni iklim den çok bakım besleme ıslahındandır.

TÜRK-ANAFİ projesi çerçevesinde İtalya’dan Türkiye’ye getirilen siyah-beyaz alaca ineklerin (3000 adet) yavrularının süt verimi 5506 litredir. Projenin yürütüldüğü illerde en fazla verimi 6247 litre olmuştur. Almanya’dan ithal edilen ineklerden Bursa, Kırklareli, Konya ve Samsun illerinde yetiştirilen 400 adet inekte süt verimi ortalaması 5400 litredir.
  


  
HEREFORD:

İngiltere’nin batısındaki Herefordshire Eyaletinde geliştirildiği için bu adı almıştır. Irkın seleksiyon yoluyla ıslahına 1850 yıllarında başlanmıştır. Seleksiyonda sağlam konstitüsyon ve erken yaşlarda fazla adale gelişmesi esas alınmıştır. En çok İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya ve Arjantin’de yoğun olarak yetiştirilen etçi ırktır.

Özellikleri:

Hereford ırkında vücut örtüsü kırmızı beyaz renktedir ancak baş beyazdır. Baştaki bu beyazlık karın alt bölgesine doğru uzanmaktadır. Ayakuçları ve kuyruk uçları beyazdır. Beyaz yüzlülük bütün herefordlarda dominanttır. Sırt çizgisi ve bacakların uç kısımları beyazdır. Gözlerini etrafında kırmızı bir halka olması arzu edilir. Bu halka gözleri güneş ışınlarının iritasyonunda korur. Deri kalın yumuşak olup yumuşak, kıvırcık ve orta uzunluktaki kılarla kaplıdır. Seleksiyon sonucu boynuzları bulunmamaktadır. Boynuzlu olanlarda boynuz yanlara doğru uzanmaktadır. Hereford etçi tipin bütün özelliklerini göstermektedir. Kısa ve kompact vücutlu ve yerden yapılıdır. Ergin erkekler 900 Kg – 1200 kg ağırlıktadırlar. Ergin dişiler ise ortalama 700 kg- 900 kg arasındadırlar. Düveler 18 ila 20 aylıkken sıfata gelirler ve 14-15 yaşlarına kadarda damızlık olarak kullanılırlar. Analık içgüdüleri kuvvetlidir. Yavruları emzirirken dişilerin kondisyonları düşmez, sütleri sağılmaz yemden istifade kabiliyetleri yüksektir. Ortalama günlük canlı ağırlık artışı 1400gr-1600gr dır. Bitkisel maddeleri ekonomik olarak yüksek kalitede ete çevirirler. Bu ırkın istenmeyen tek yönü etlerinin yağlı olasıdır. Mera besisinde et randımanı %50, ensantif beside ise %70’e kadar yükselebilir.

Daha çok ılıman iklimim sevreler ancak karasal iklimin hâkim olduğu bölgelere de adaptasyonu oldukça kolaydır. Bazı melezleşmelerde baba hat olarak kullanılmaktadır. Şuan birçok ülkede vazgeçilmeyen etçi bir ırktır.